Ürgüp Evde Masaj Hizmeti Masöz Eda

Ürgüp Evde Masaj

Ürgüp Evde Masaj Gary: Bu herhangi bir şey olabilir. Yeni yaşam,

yeni kıyafet. Mantıklı. Devam et.

Mark: Buna paranın yeteceğinden kesin

misin?

Gary: Hey. Konu bu değil.

Mark: Peki o zaman. Tamam.

Gary: Güzel ve şimdi biz…

Elinde, oyun kağıdıymış şeklinde bir deste kredi

kartı meblağ.

Bir kart seç, seç birini.

/i]Mark bir kart seçer. Üzerindeki ismi okur.[/i]

Mark: P. Harmsden

Gary: Hatırladın mı? Dün gece. Poppers

çekip, kafayı bulmuştu. Kendine vurup

duruyordu.

Mark: Ah. P. Harmsden.

Gary: Tamam, o süre. Şunu çıkar da

yemeğe gidelim. Benden.

Mark: Sen neden… Dışarıda beklemiyorsun?

Gary: Fark etmez.

Mark: etrafı gez birazcık. Birkaç dakikalık işim

var.

Ürgüp Evde Masaj

Gary: Çok geç. Görmüş oldum.

Mark: Neyi…? Gary: Sertleştiğini.

Mark: Ah, evet. Sertleştiğimi.

Gary: Acıyordur herhalde. Tüm gün taş gibi.

Alışverişten mi oluyor bu? Alışverişle ilgili bir

durumun mu var senin? Yoksa benden ötürümı?

Mark: Evet. Doğru. Senden dolayı.

Gary: Peki.

Neler dönüyor kafanda?

Kısaca, pantolonun içinde dönenleri görüyorum

da, kafanın içinde ne var? Anlat bana.

Mark: aslabir şey. Bak. Bu fiziksel bir şey,

bilirsin işte.

Gary: O süre neden ne istediğini

söylemiyorsun. Beni öpmek ister misin?

Mark: Evet.

Gary: Yap o zaman.

Mark: Dinle, hepimiz eğer… Herhangi bir şey

yaparsak, bunun bir anlamı olmayacak, tamam

mı? Anlıyor musun?

Gary: tabi ki.

Mark: Eğer bir şeyler ifade etmeye başladığım

hissedersem, o süre dururum.

Gary: Beni nazik bir halde öpebilirsin.

Benim annem de nazikçe öperdi.

Mark, Gary’i öper.

Gary: Nasıldı?

Mark: Evet. Güzeldi.

Gary: Sence ben kaç yaşındayım?

Mark: Bilmiyorum.

Gary: Benle tanıştığında- ne düşündün?

Mark: Bilmiyorum… On altı, on yedi.

Gary: Güzel. Biraz daha?

Mark: biraz daha.

Gary’i tekrar öper. Bu kere daha seksüeldir. Mark sonucunda

geri çekilir.

Hayır. Bunu istemiyorum.

Gary: Biliyordum. Bana aşık oldun.

Mark: Siktir. Bunun üstesinden geldiğimi

düşünüyordum.

Gary: Beni seviyor musun? Öyle mi? Aşk mı?

Mark: Bilmiyorum. Bunu nasıl tanımlarsın?